Aynı tas aynı hamam... Mı acaba?
The Sims serisi üzerine yıllardır gerek bu sayfalarda, gerekse internette bitmek tükenmek bilmeyen yorumlar yaptık. Hatta bu yorumların dozajı zaman zaman arttı ve �E yeter artık; bu kadar da olmaz ki! Bir oyunun eklenti paketleri bile nasıl bu kadar bağımlılık yapar?!� gibi ani çıkışlarda bulunduk. Ve yıllar geçtikçe gördük ki The Sims bir oyun değil, bir fenomen; hatta fenomenin de ötesinde oyun dünyasının ortaya çıkardığı gelmiş geçmiş en iyi fikir... Zenginin parası, züğürdün çenesini yormasın; The Sims serisinin her üyesi, -seriyi beğenmeyenlere inat- her zaman listelerin ilk üçünde yer aldı. Özellikle, The Sims 2 ve The Sims 2 eklenti paketleri, serinin ilk oyunlarına göre daha güzel grafikler ve daha detaylı karakter yaratma seçenekleri sunarak hayran kitlesini epey genişletti. Ancak, �ayrıntılı grafikler, renkli eşyalar, detaylı karakter yaratma seçenekleri� derken Sims dünyası (�Dünya� diyorum çünkü The Sims oyunlarının sabit disklerimizde kapsadığı alan ancak bu kelimeyle tanımlanabilir.) o kadar genişledi ki bir sonraki eklenti paketini, bilgisayarımızın neresine sığdıracağımız konusunda büyük korkular içerisine girdik.
Will Wright bu korkularımızı hissetmiş olmalı ki konuya etkili bir çözüm getirdi; sabit disk düşmanı eklenti paketlerinin yerine Stories ismi altında yeni bir seri çıkardı ve bu seri ile bize The Sims�in tadına sabit diskimizi zora sokmadan varabileceğimiz �hikayecik�ler sunmaya başladı. Bu serinin son ayağı olan Castaway Stories (CS), oynanış sistemi ve senaryosu bakımından piyasaya çıkan en ilginç The Sims oyunu. CS�de, hem Lost tadındaki �ıssız bir adaya düşme� temalı olan Shipwrecked and Single isimli bir hikaye modu, hem de diğer The Sims oyunlarında mevcut olan klasik ev inşa etme - aile kurma modu bulunuyor.
�Tatile çıkayım� derken, ıssız bir adaya düşmek> Shipwrecked and Single isimli hikaye modu, bir deniz kazasından sonra Sim�imizi küçük bir adanın ortasında bırakarak başlıyor. Yalnız çok ilginçtir ki gemi kazazedesi karakterimiz, adada yapayalnız kaldığını anladığı zaman çok garip bir tepki veriyor. Böyle bir durumda �Aman Tanrım! Ben şimdi ne yapacağım?!� şeklinde korku ve panik dolu tepkiler verilmesi gerekirken, bizim Sim öyle bir seviniyor ki şaşırmamak elde değil. Sanki tüm ömrü boyunca, ıssız bir adada mahsur kalmayı beklemiş gibi... Bu ilginç sevinç gösterisinden sonra karakterimiz etrafını incelemeye başlıyor. Ufak ipuçları sayesinde karakterimizin bu yeni ve zorlu ortama ayak uydurmak için yapması gerekenleri ve etraftaki objelerle nasıl etkileşime gireceğini öğrenmeye başlıyoruz. Adada para yerine geçen ve takas yönteminde kullanabileceğimiz kaynakları toplamayı ve adanın asıl sahipleri olan şirin (!) orangutanlarla dostluk kurmayı (!) da öğrendikten sonra işler yoluna giriyor. Tüm bunları yaşarken, -ister istemez- kafanızı sağa - sola sallayıp �Yok, yok var bunda bir iş; az sonra adadaki diğer Simler işin içine girecek, bu ıssız ada Hawai�ye dönüşecek ve bu oyun klasik The Sims modunda ilerleyecek� demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Amaç sosyalleşmek> Ancak, korkularınız yersiz; hikaye modunun son dakikasına kadar yapayalnızsınız ve hiçbir şekilde klasik The Sims tarzıyla karşılaşmıyorsunuz. Fakat yalnızlıktan sıkılınca çaresiz değilsiniz; Wanmami Adası isimli mod, sizi tamamıyla sosyal bir ortama götürerek adanın tadını diğer Simler ile çıkarmanıza olanak tanıyor. Her özelliğini ince ince işleyerek yarattığını bir karakter ile yola çıkıyorsunuz. Karakterinizin, önceki The Sims 2 oyunlarında olduğu gibi yine bir Aspiration�ı yani bir nevi �hayattaki ana amacı� bulunuyor. Karakterinizi tamamıyla yarattıktan sonra elinizde bulunan Simaleon adı verilen paranızla adadan bir kamp alanı satın alıyorsunuz. Bu kamp alanına yerleşip hayatınızı oturtmaya başladığınızda, komşu kamp alanlarından Simler ziyaretinize gelmeye başlıyor ve onlarla kurduğunuz arkadaşlıklarla hayatınıza yeni yönler verebiliyorsunuz. Kısacası, The Sims Castaway Stories�teki iki farklı mod hem tipik The Sims havasını solumanıza, hem de Lost vari bir adventure / simülasyon oyunu oynamanıza imkan tanıyor. Ancak, şunu söyleyebiliriz ki The Sims 2 serisi gerek görsellik, gerekse oynanış sistemi bakımından �yeni nesil� olmaktan uzaklaşmaya başladı; umarız The Sims 3, The Sims müptelalarını fazla bekletmez.