Eskişehirli İstiklal Savaşı gazisi 112 yaşındaki Yakup Satar, kulakları ağır işittiği ve gözleri tam görmediği için ziyaretine gelenleri artık randevu ile kabul ediyor.
Satar ailesi, birkaç gün önceden randevu almayanları geçerli mazeretleri olmadıkça kabul etmiyor. Merkez Hayriye Mahallesi’ndeki evinde 74 yaşındaki kızı Zekiye Satar ile birlikte yaşayan asırlık gazi Yakup Satar,bugüne kadar, 6 çocuk, 36 torun ve torunlarının torununu görmeyi başarmış. Halen kulakları ağır işiten ve gözleri de tam görmeyen İstiklal Savaşı gazisi, rahatsızlığı sebebiyle yatağından pek çıkamıyor artık. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda ülke savunmasına katılan fedakâr gazi, 5 yıl süreyle İngilizler’in elinde esir kalmış. İki ülke arasındaki esir mübadelesinde ülkesine gelen Yakup Satar’ın evi sürekli ziyaretçileri ile dolup taşıyor.
Sevenleri, özellikle dini ve milli bayramlarda Yakup Satar’ın elini öpmek ve ondan yaşadığı dönemlerle ilgili hatıralarını dinlemek istiyor. Yaşı gereği zor günler yaşayan Satar ise gösterilen bu ilgi ve alakadan biraz bunalmış durumda. Bu yüzden ziyaretine gelenleri artık randevu ile kabul ediyor. Yakup dedenin yanında kaldığı kızı Zekiye Satar, özellikle son yıllarda ziyarete gelenlerin yoğunlaştığına dikkat çekiyor. Babasının yaşlılık ve hastalığı sebebiyle artık gelen herkesle ilgilenemediğini dile getiren Zekiye Satar, “Babamın gözleri tam görmüyor ve kulakları ağır işitiyor. Yaşı sebebiyle bitkin düşüyor. Durum böyle olunca ziyarete gelecek vatandaşlara belirli bir gün ve saate randevu veriyoruz. Böylelikle ziyaretlerin belirli günlerde olmasını sağlıyoruz. Devlet erkânından gelen ziyaretçilere bile randevu ile kabul ediyoruz. Rastgele çıkıp gelen ziyaretçileri kabul etmiyoruz; çünkü babam artık ayakta duracak halde değil, günlerini yatarak geçiriyor. Zaman zaman rahatsızlığı da artıyor.” diyor.
“Babamızla gururlanıyoruz.” diyen Yakup dedenin kızları Zekiye Satar ve Meliha Işıkada, ‘Zaman zaman da duygulanıyoruz. Babamız 112 yaşında. Eskiden 30 Ağustos, 29 Ekim törenlerine ve dini bayramlardaki etkinliklere katılırdı. Şimdi sadece tuvalete gidip gelebiliyor, evin içinde dolaşıyor. Bize her zaman 30 Ağustos’u, 29 Ekim’i anlatırdı. Savaşı güç şartlar altında kazandıklarını, ayaklarında çarık olduğunu, bir yandan yoklukla diğer yandan da düşmanla savaştıklarını söylerdi. Şimdi fazla konuşamıyor.” diyorlar.
İstiklal Savaşı gazisi Yakup Satar, Kurban Bayramı ziyeretine gelenlere, vatanı çok güç şartlar altında kazandıklarını, bunun kıymetinin iyi bilinmesi gerektiğini işaret ediyor. Düşmanların dost gibi görünüp sürekli Türkiye’yi bölmeye çalıştığına dikkat çeken Yakup dede, “Bu vatanın kıymetini biliniz. Birbirinizden ayrılmayın birlik olun, birbirinizi kırmayın, birbirinizi mutlu tutun. Düşmanın oyununa gelip birbirimize düşmeyelim. Bizler gibi gençler de ülkeye dört elle sarılmalıdır. Bu vatan elden giderse bir daha geri getirilemez. Biz bu vatanı çok zor şartlarda kurtardık ve gençlere teslim ettik. Gençler bu vatanı sonuna kadar korumalıdır.’’ diye nasihatta bulunuyor.
Ermeni soykırımı iddialarına da dikkat çeken Yakup dede, ‘’Bu ülkede en rahat Ermeniler ve Rumlar yaşadı. Ticareti onlar yaptı, parayı onlar kazandı. Biz hep savaştık. Açlıktan ölmüş hayvanların etini yemek zorunda kaldığımız zamanlarda Ermeniler ayakkabılarını boyatmadan çarşıya ve pazara inmezdi. Şimdi ise Türkler Ermenileri katletti diye haykırıyorlar. Hayır böyle bir şey yok. Bunlar bilinçli yapılan oyunlardır. Bu dedikodulara kanmayalım.’’diyor