Müzik içime girmiş bir zehir gibi

İkinci albümü “Çırılçıplak”ı piyasaya sunan Kutsal, müziksiz yaşayamayanlardan.


Bugüne kadar Sezen Aksu’dan Şebnem Ferah’a kadar büyük isimlerle çalışmış olan ve ikinci albümü “Çırılçıplak”ı piyasaya sunan Kutsal, müziksiz yaşayamayanlardan. Aynı anda Amerika’da da “Naked” adıyla bir albüm çıkaran başka bir deyişle zoru başaran rockçı sansasyondan uzak ama huzur dolu bir müzikal arayış içerisinde.

Müziğe nasıl bulaştınız?

3-yaşımdan beri şarkı söylüyorum. O zamanki makara bantlarda kaydedilmiş, İlhan İrem, Seyyal Taner şarkıları söylerkenki halim bile var. Hatta "Boş ver boş ver arkadaş" diyemiyor, "Boşbel, boşbel" diyebiliyormuşum. İlkokulda ne kadar etkinlik varsa hepsine katılıyordum. Sonra üniversiteye başladığım zaman bu işe daha profesyonel bakmaya başladım ve sadece kızlardan oluşan "Aint Blonde"u kurdum.

Üniversitede ne okudunuz?

Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okudum.

Neden müzik okumadınız?

Ben çok bilinçli bir öğrenciydim, biraz da inektim. Lise 2’deyken çok araştırdım ve bana göre bir konservatuvar olmadığını gördüm. Konservatuvarda ya klasik Türk müziği öğretiliyordu, ya da klasik batı müziği. Batı pop müziği öğreten bir bölüm olmadığı için ve o zamanlar Boğaziçi Üniversitesi’nin çok iyi bir üniversite olduğunu duyduğumdan orayı konservatuvar olarak kullandım. Müzik odaları, kulüpleri, etkinlikleri...

Şu anda müzikle uğraşmasanız psikolog olarak hayatınızı kazanır mısınız?

Yok. Eğer klinik psikoloji yapmak istiyorsam master ve doktora yapmam gerekli.

Hiç master yapıp mesleğinizde de uzmanlaşmayı düşünmediniz mi?

Çok düşündüm ama hiç yapamadım. Müzik içime girmiş bir zehir gibi.

Seyyal Taner ve İlhan İrem’le girmiş bir zehir... Onlarla tanıştınız mı?

Yok tanışamadım ama isterdim tanışmayı. Üstelik İlhan İrem’de Bursalı. Biz de Bursalıyız hatta benim teyzem onunla aynı gitar kursuna gidiyormuş. Hatta teyzem sanatçı olmayı çok istiyordu ama o dönemde babası izin vermediği için olamamış. Beni en çok etkileyen teyzemdir aslında. Daha doğrusu içime müziği işleyen kişidir.

Kurduğunuz grupta başka kimler vardı?

Buket Doran, Emine Topçu ve Çiğdem İyitanır. Herkes müziğe devam ediyor, hatta geçenlerde bir konser için bile olsa "Aint Blonde" grubunu tekrar bir araya getirelim diye konuştuk.

Sezen Aksu’dan çok şey öğrendim

"Aint Blonde" nasıl bir gruptu?

Grup 1992’de kurulduğunda çok ses getirdik. Zaten o zaman bir biz, bir de "Volvox" vardı. İki yıl sonra grup dağıldı. Bir grupta dört beş kızın bir arada olması gerçekten de çok zor. Çünkü kızların "Yok babam, yok sevgilim" gibi problemleri oluyor.

Albüm öncesi vokalistlik yaptığınızı biliyoruz?

Evet. Sezen Aksu, Nazan Öncel, Teoman ve Şebnem Ferah’a vokalistlik yaptım. Aynı zamanda "Kutsal Hazine Avcıları" adı ile Eylül’de program yapıyordum.

Sezen Aksu ile tanışmanız nasıl oldu?

Sezen Aksu ile tanışmam Teoman sayesinde oldu. Teoman eski arkadaşımdır. Bir gün beni aradı ve "Kutsal ya Sezen Aksu’ya çok acayip bir klip çekiyorlarmış. 3 gün sürecek ve müzisyen olan değişik tipler arıyorlar" dedi. Seçmeler yapıldı ve seçildim. "Beni al onu alma" klibinde trampet çalan benim. Klipte Sezen Aksu ile yakınlaştık ve böylece onunla çalışmaya başladım.

Ne gibi bir tecrübe edindiniz Sezen Aksu ile çalışınca?

Olgun bir sanatçı nasıl olunur onu gördüm. Keyifle çalıştım onunla ve insanın özgüvenini beslemesini çok iyi bilen birisi. Ayrıca ben ilk kez onunlayken 10 binlerce insana şarkı söyledim.

İlk albümünüzden bahseder misiniz biraz?

2001 yılının sonunda zor da olsa ilk albümüm çıktı.

Neden zor oldu?

Türkiye’nin şartları o zaman iyi değildi. Üç dört tane şirket değiştirdim. Albümü çıkardım ve 11 Eylül olayları oldu. Bu arada babam bana hep "Sen albüm çıkardığında üçüncü dünya savaşı çıkacak" diyordu. Saldırının ertesi günü "Dememiş miydim sana" diye beni aradı. Haliyle albümüm de etkilendi.

Amerika’ya gidişiniz nasıl oldu peki?

O zamanlar birlikte olduğum insan, Alper Çakır gitmeyi çok istiyordu ve ikimiz adına Greencard’a başvurdu. İlk sene ikimize de çıkmadı, ikinci sene bana çıktı ona çıkmadı. Sonra Alper ile Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde evlenip Amerika’ya gittik. Uzun süredir birlikteydik ve zaten evlenecektik tarih konulmuş oldu. Fakat evliliğimiz sadece üç yıl sürdü.

- İkinci albümünüzde dünyaca ünlü isimler var. Nasıl oldu bu buluşmalar?

Türkiye’deyken Athena’nın albümünü yapan Jimmy Waldo ile bir arkadaşım tanışmıştı ve Amerika’ya gideceğimi öğrenince de "Kutsal bu adamı ara" dedi. Ben de aradım ve gerisi geldi.

Hem İngilizce hem de Türkçe albüm yapmak zor olmadı mı?

Kitap yazsam daha kolay olurdu.Bir iki şarkı hariç hepsinin anlamı farklı. Burada "Çırılçıplak" orada Naked" adıyla yayınlanıyor.

Yakınlarda bir konseriniz var mı?

9 Temmuz Çarşamba gecesi Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde bir konserim olacak.