İddialı olduklarını söyleyen MP3 üyeleri "İleride MFÖ kadar güçlü ve kalıcı bir grup olmayı hedefliyoruz" diyor.
Yıldız Asyalı, Seda Telciler ve Burcu Canbaş'dan oluşan Grup MP3 kendi adlarını taşıyan ilk albümleriyle müzik piyasasına girdi. İddialı olduklarını söyleyen grup üyeleri "İleride MFÖ kadar güçlü ve kalıcı bir grup olmayı hedefliyoruz" diyor.
Bu üçlü nasıl bir araya geldi?
- Yıldız Asyalı (25): Benim çok bestem vardı, birkaç prodüktörle görüştüm ve sonra Murat Yıldırım’la tanıştım. "Böyle üçlü bir grup projem var, çalışalım mı" dedi. "Olur" dedim. Zaten Burcu’yu tanıyordum eskiden, Seda ile de çok ortak arkadaşımız vardı. Üçümüzün bir araya gelmesi çok büyük şans oldu. Çünkü üçümüz de birbirimizi tamamlıyoruz.
Seda Hanım sizin aklınızda var mıydı böyle bir projeye dahil olmak?
- Seda Telciler (22): Ben küçük yaşlardan beri bale yapıyorum. Müzikallerde de oynadım, konservatuarda yarı zamanlı bale okudum, şu anda da Galatasaray Üniversitesi’nde sosyoloji okumaktayım. Fakat sanat içimde hep büyük bir yeri kapladığı için böyle bir teklif gelince hemen kabul ettim. Grubun koreografisini ben hazırlıyorum ve bu bizim için çok önemli. Albümün enstrümantal parçası için de sahne şovu hazırladık. Hepimiz farklı yeteneklerimizi ortaya döküyoruz. Ben piyano da çalıyorum. Müzik ve dans birbirini tamamlıyor.
Burcu Hanım sizi de tanıyalım?
- Burcu Canbaş:(29) Yıldız’la çok eskiden tanışıyoruz hatta biz Susam Sokağı şarkılarını söylüyorduk Kanal D’de. Ben 7 yaşında TRT Ankara Çocuk Korusu’yla başladım ve orada çocuk oyunlarında yer aldım. Ondan sonra Bilkent Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi Şan Bölümü’nde okudum. Suna Kıraç’ın öğrencisi oldum. Sonra 10 yıl önce İstanbul’a ablamla yerleştim. Burada radyolarda çalıştım, reklam jıngılları söyledim. Çok değerli besteci rahmetli Melih Kibar’ın vokallerini yaptım. Çok şanslıyım. Bana, "8 yıllık bir ninni albümü projem var ve seninle yapalım" dedi, "5 Tane Ninni" diye bir albüm hazırladık ama yapamadık ne yazık ki! Sonra böyle bir şeye devam etmek istemedik. Aslında biz belki MP3 olarak bu müzik kirliliğinde bebekler için ninni albümü yapabiliriz diye düşünüyorum. Gruba dahil olurken Yıldız’ın şarkılarını dinledim ve "Olur" dedim Sonra Seda ile sonra tanıştık onu da aldık böylece grubumuza.
MP3’ün anlam olarak bir ironisi var mı?
- B.C.: Evet bunu herkes soruyor. Prodüktörümüz Murat Yıldırım’ın bulduğu bir isim. Biz çok beğendik ve kabul ettik. Herkes tepki gösteriyor, ilginçtir. Ama bizim amacımız burada emeğe saygıyı vurgulamaktır. Biz konsana karşıyız.
GÜL GİBİ GEÇİNİYORUZ
Peki belirli bir eğitimden gelmenize rağmen aranızdaki tek popüler kimlik Yıldız Asyalı. Bunun grubun kimliğini etkiler bir handikap olabileceğini düşündünüz mü hiç?
- S.T.: Aslında hiç öyle kaygılarımız olmadı. Birincisi Yıldız öyle bir karakterde değil, ikincisi biz bir amaç, güzel, kaliteli müzik yapmak için bir araya geldik. Bu kadar müziğe yoğunlaşmışken başka şeyler düşünmüyoruz bile.- Y.A.: Biz konservatuvarda hiçbir zaman birbirimizi kıskanarak yetiştirilmedik. Onun için birimizin başarısı hepimizi mutlu etti. Burada da öyle. Çok zor bir şey yaptı Murat Yıldırım. 3 kızla uğraşmak, güvenmek çok zordur. Ve albüm çıkarmanın zor olduğu bir dönemde bize güvendi, kapasitemizi yüksek buldu ki albüm yaptı.
- B.C.: Birbirimize çok ısındık ve sevdik. Aklımızdan geçeni söyleyecek kadar dürüstüz! Gül gibi geçinip gidiyoruz.
Ne güzel bozulmasın aranızdaki sevgi hiç... Peki albümünüzün aranjörü kim?
- Y.A.: Çok teşekkürler. Evet aranjörlerimiz Özgür Yedievli ve Erim Ardal. Onlar da çok emek verdiler.
- S.T.: Evet biz söylerken Yıldız’ın ablası Güliz Asyalı, Uğur Tümsek bize vokal koçluğu yapıp bizi rahatlattılar.
Burcu Hanım sizin Kate Moss hikayeniz nedir?
- B.C.: Sormayın! Ben gece dışarı çıkan çok içki içen de biri değilim aslında. Bir gece arkadaşlarım zorla çağırdılar, kıramadım onları. O mekanda birisi gülümsedi, gülümsedim ben de. Hay Allah, nereden tanıyorum dedim kendi kendime. Sonra dans etmeye başladım ama yanımdaki İngilizce konuşunca algıladım durumu.
Anlamadım, dans ederken Kate Moss ile mi yakınlaştınız?
- Yani hafif yakın dans ettik, sonra birden tanıyınca rahatsız oldum tabii ki!
Kate Moss lezbiyen miymiş?
- Burcu Canbaş: Bilmiyorum, galiba (utangaç gülüyor)!
Müzik evliliği yaptık
MFÖ yolunda gibisiniz?
- Y.A.: Evet biz kalıcılık sağlamak istiyoruz MFÖ gibi. Onların dişi versiyonu olmak gibi bir isteğimiz var. O da şundan kaynaklı, şarkılarımıza bakınca onlardaki çok sesliliği görüyorum bizde de. Ben çocukluğumdan beri MFÖ’yü ve bu tarz grupları çok severim ve dinlerim. Çok kaliteli bir tarz ve müziktir onlarınki. Ve eskiden beri yapılan Türkçe pop çok güzeldir, Onno Tunç eserleri mesela. Sezen Aksu da öyle. Böyle parçaların tadını alınca da "MFÖ gibi neden olmayalım ilerde" diyoruz.
- S.T.: Herkes "Grup modası çıktı o yüzden mi grup oldunuz" diyor. Dünyada hep büyük güçler, bankalar, iletişim şirketleri birleşiyor. Biz de kendi içimizde ayrı yeteneklere sahip olarak birleştik hepsi bu!
- B.C.: Dünyadaki böyle birleşmelere evlilik deniyor, müzik evliliği yaptık. Müzikal anlamda daha büyük bir zenginlik yaratmak istedik. Ben niye bugüne kadar tek başıma bir şey yapmadım? Korktum, ürktüm, çekindim. Gruptaki arkadaşlarım bana çok büyük destek verdi.
- Y.A.: Zaten sanatçıların şöhretli bir yalnızlık durumu vardır. Ama tek başına bir şey yapsan da arkaya vokalist, görsellik için dansçı, enstrüman çalan müzisyen lazımdır. Ve duygusal anlamda yalnızlık vardır orada. Ama biz birlikteyiz ve saydıklarımın hepsi var ve yalnız değiliz.
Sevgilimiz yok
Sevgiliniz var mı?
- Hepsi birlikte: Yok! (kahkaha)
- B.C.: Ben bir nişanlılık dönemi atlattım. Çok değer verdim ama doğru olmayan bir değeri vermişim. Çok büyük bir hayal kırıklığının yaralarını sarıp kendi kendimi tedavi etmeye çalıştığım için iş dışında bir şey düşünmüyorum.
- S.T.: Ben okuluma bakıyorum, yaşım genç olduğu için verimli çağlarımı bir ilişkiye değil okuluma ve işime harcamak istemiyorum. Bir ilişki demek emek demek...
- Y.A.: Bir aşık ol da sana sorarım (gülüyor). Ben aşık olmamış olsaydım yazamazdım şarkıları. Ben bir yıl önce bir ilişkiden çıktım; öyle olması gerekiyormuş olmuş. Pişman değilim, aşka sevgim, saygım sonsuzdur